top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıArb. Av. Yiğit İÇDEMİR

İŞÇİLİK ALACAKLARININ HANGİ DURUMLARDA BELİRSİZ ALACAK OLARAK KABUL EDİLEBİLECEĞİ

Güncelleme tarihi: 20 Şub 2022


İşçilik alacaklarına ilişkin davalar HMK m. 110 kapsamında “dava yığılması” sayılmaktadır. Bu aşamada işçilik alacaklarının talep edildiği davalarda yalnızca kısmi veya belirsiz alacak davası şeklinde davalıya yöneltilmesi halinde; bazı alacak kalemleri bakımından dosyanın tefrik edilerek reddedilme durumu kendini gösterebilmektedir.


Hangi işçilik alacağının belirsiz alacak davasına hangi işçilik alacağının ise kısmi alacak davasına konu edileceğine geçmeden önce 6100 Sayılı Kanun kapsamında belirsiz alacak davası ile kısmi davanın tanımına değinmekte fayda olduğu kanısındayız.


6100 Sayılı Kanun’un 107. Maddesi uyarınca; davanın “belirsiz alacak davası” şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da ( gerçekten ) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin hâkimin takdirine bağlı olduğu durumlarda hukuki imkânsızlık söz konusu olur. Bu durumda davacı alacaklı, hâkimin takdir yetkisini nasıl kullanacağını bilemeyeceği için davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını belirleyebilecek durumda değildir. Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır.


6100 Sayılı Kanun’un 109. Maddesi uyarınca; Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya “kısmi dava” denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukukî ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir. Güncel Yargıtay içtihatları dahilinde dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunun belirtilmesi ve davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtilmemiş olması halinde ise davanın niteliğinin kısmi dava olduğuna karar verilecektir (Yargıtay Genel Kurulu 2021/485 E. - 2021/971 K.)


Açılacak olan işçilik alacak davaları için hangi hallerde belirsiz hangi hallerde ise alacak kalemlerinin belirlenebilir olduğunun sınıflandırılması genel bir sınıflandırma olmayı somut olayın özellikleri dikkate alınarak yapılabilecek durumdadır. Bu hususta da iş yargılamasında davaların yığılması söz konusu olacağından belirsiz alacak talepleri her bir alacak nezdinde değerlendirilmelidir. Ayrıca aynı dava içerisinde hem belirsiz alacak davası hem de kısmi dava açılmasına ilişkin herhangi bir engel bulunmamakla beraber davanın ehemmiyeti için alacak kalemlerinin hangi dava dahilinde açıldığının dava dilekçesinde belirtilmesinin daha sağlıklı olacağı kanısındayız.


Bu aşamada Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/6572 E. – 2021/7174 K. – 30.03.2021 T. Kararının incelenmesi gerekmektedir. Şöyle ki;


“Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların ( ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi ) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek ise, kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.”

Denilerek işçilik alacaklarından olan


· Kıdem tazminatı

· İhbar tazminatı

· Yıllık izin ücreti

· Ücret alacağının


Kural olarak HMK m. 107 kapsamında belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini belirtmiştir. Ancak anılı karar devamında bedelin hesaplanmasında miktarın belirlenmesinin işveren tarafın dan sunulacak belgeler ile belirlenecek olması halinde ise; Kıdem ve İhbar tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilebileceğini karar altına almıştır.


Yukarıda yapılan açıklamalar ve güncel Yargıtay içtihadı dikkate alındığında; işçilik alacakları talepli dilekçelerde her bir alacak kalemi için hukuki tasniflendirme özenle yapılmasının, kısmi ve belirsiz alacak davasının aynı anda bulunması durumunda dava yığılmasından söz edilmesinin ve alacak kalemlerinin belirsiz mi yoksa kısmi olarak açıldığı dilekçede açıklanmasının iş yargılamasında davacı taraf lehine olacağı ve usulen elini güçlendireceği kanısındayız.


İÇDEMİR HUKUK BÜROSU



23 görüntüleme0 yorum

Comments


Commenting has been turned off.
Yazı: Blog2_Post
bottom of page